%8
HAKKINDA
Halil, yıllar önce kaybettiği karısının acısını ve anısını hala içinde yaşatan bir psikiyatristtir. Günleri böyle geçerken karşısına neredeyse zıddı denebilecek bir kız çıkar. Bu iki karakter arasında diğer zıtlıkları örtebilecek bir ortaklık da vardır. İkisinin de hayat yoluna, devam etmeyi zorlaştıran koca kayalar yıkılmıştır.
Geçmişteki yanlışlarını artık düzeltemezse de belki bu sefer birini kurtarabileceğini, o eski yanlışların vicdanındaki etkisini bir nebze de olsun azaltabileceğini düşünür. Halil, kaldırdıklarını kendi yoluna atmak pahasına hayatını, hayatındaki bu yeni oyuncunun yolundaki taşları temizlemeye adar.
Her ne kadar onurlu bir karar vermiş olsa da geçmişi bu şerefi taşıyabilecek kadar onurlu mudur?
ARKA KAPAK YAZISI
1)
Korku ve umudun dünyasında gezinirken, hayat bize rengarenk bir Fakr kuşu olarak görünür.
Bazen umut tükenir; karanlıkta boğulur insan, bazen ise adeta bir savaşçı oluverir. Kumku, bizi harmanlayan bir kelime olarak çıkar karşımıza. Zor, acı ve hayat dolu. Kitap, kendi serüveninde; hem bilimle, hem ruh ile başımızı döndürüyorken nefes almayı unuttuğumuzu fark ediyoruz. Aralık kapılardaki ışık, bize en içtenliğiyle gülümsüyor.
2)
"Ama şu dünyada iyi hiç kimse yok. Herkes gri. Bu dünya koskocam bir grilik abidesi. Uzaktan bakılınca beyaz görünenler yaklaşınca içindeki siyahları belli eder, siyah görünenlerse beyazlıklarını. Sadece bazılarımızın rengi diğerine ağır basar. Kimi açık gridir, kimi koyu gri. Saf beyaz ve saf siyah diye bir şey yok bu dünyada. Bencillikler var, acılar var; ve bunlarla yoğrulmuş insanlar."

Süreç
Gizemli Olaylar
Üniversiteye gitmiş ve odama yerleşmiştim. Arayıp soranlar "Alıştın mı?" deyince "Alıştım." diyordum ama şimdi anlıyorum ki alışmakla yakından uzaktan alakası yokmuş orada olmayı yadırgamamanın. Neyse, konumuz bu değil.
Odam dedim ya, hah işte o tam sokağa bakıyordu. Sokak normal, gayet güzel tamam ama geceleyin bir şeyler oluyordu. Hani "Ben Efsaneyim" filminde gece olunca zombimsi şeyler çıkıyor ya, işte onun gibi.
Yazım sürecinde dinlediğim ve kitapta olan bazı şarkılar:
Belirli bir saatten gece 3'e kadar nereden geldikleri bilinmeden, adeta bir
"Uçan Hollandalı" edasıyla beliriyorlardı. Kimi rivayetlere göre aslında onlar hep oralardaydı ama biz onları sadece belirli anlarda görebiliyorduk.

Bir amaçları yoktu, daha da kötüsü korkuları da...
Kafamı yastığa koyduğum zaman, belirsiz ritimlerle geliyorlar ve uykuyu yasaklıyorlardı. Bir müddet sonra bu durumu arkadaşlarıma açınca gözlerindeki dehşeti gördüm. Orada anladım... Buna maruz kalan sadece ben değildim, onlar da yaşıyorlardı.
Ne yapacağımızı ve bunlardan nasıl kurtulacağımızı düşünürken onlara bir isim verdik:
Motor Patlatanlar...

İlham Şahini
Kimdi bunlar? Bizden ne istiyorlardı? Bunları bilmiyorduk ama motor patlatanlar her gece saat 3'e kadar bize, kendi dünyalarından sinyaller vermeye devam ediyorlardı.
İşte Motor Patlatanların böldüğü bir uykudan, %8'in temelleri doğdu.
Bu kitap, bir serüveni başlangıcı değil. Bitişi de değil. Sadece bir parçası. Çok daha büyük olayların içinde yaşayan ama bunu bilemeyen şahısların büyük dünyası.